Soğuk kış günlerine mahsus harika bir içecek olan boza, içerdiği vitaminler sebebiyle önemli bir besin kaynağıdı.
Çeşitli kaynaklardan öğrendiğimize göre boza, Orta Asya Türkleri tarafından 9. yüzyılda içilmeye başlanmış, daha sonra göçlerle Kafkaslar’a ve bazı Balkan ülkelerine kadar geniş bir alana yayılmış. Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de bozanın, Osmanlılar döneminde uzun kış gecelerinin değişmez içeceği olduğu yazıyor. Ünlü seyyaha göre; o dönemlerde İstanbul’da 300’den fazla bozacı dükkanı varmış ve bu dükkanlarda 1000’den fazla insan çalışırmış. Türk yiyecek ve içecek kültürünün bir parçası olan boza, Türkiye dışında Balkanlar’da, İran ve hatta Arap ülkelerinde de sevilerek tüketiliyor.
Leblebisiz olmaz
Çok eski zamanlarda boza, Kuşadası pekmeziyle karıştırılarak içilirmiş. Hatta bu özel içeceğin içine tarçınla birlikte karanfil, zencefil konuyor, rendelenmiş hindistan cevizi de serpiliyormuş. Ancak boza son yıllarda tarçın ve leblebi ile içiliyor.Taze kavrulmuş sarı leblebi ile boza, bu lezzetin tutkunları için ayrılmaz bir ikili oluşturur. Bozanın mayhoş tadı ve yoğun kıvamlı yapısı leblebi ve tarçınla bütünleşince geneleksel lezzet tüm güzelliğiyle yaşanıyor. Yaz aylarının boza tüketimine uygun olmamasının sebebi ise bozanın çabucak bozuluyor olmasıdır.
Vitamin yönünden son derece zengin
Çok besleyici ve vitamin deposu olan bozanın bir litresi yaklaşık 1000 kaloriye denk geliyor. A, B, B6, B12, C ve E vitaminlerinin yanı sıra antiseptik nitelikli laktik asit de içeren boza, özellikle sporcular ve bebek emziren anneler için çok yararlıdır. Laktik asidin hazmı kolaylaştırıcı etkisi de vardır. Eski tarihlerde kolera hastalığının tedavisinde kullanılan boza, lohusa kadınların sütünün bollaşmasında etkili oluyor. 1950’li yıllarda güç vermesi için sporculara bol miktarda boza içirilirdi.
Boza ustaları bozanın oda sıcaklığında 5 gün dayanabildiğini söylüyorlar ama 48 saat içerisinde tüketilmesini tavsiye etmekten de geri durmuyorlar. Taze boza tatlı iken beklemiş boza daha ekşimsi bir tada sahip oluyor. Herkesin damak tadına göre içme zamanı da değişebiliyor. Ustalar aşırı koyu, sarımtrak renkli ve çok köpüren bozanın bozulmuş olabileceğini hatırlatarak içilmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Siz de yapabilirsiniz
Darı irmiği, su ve şekerle mayalandırılarak yapılan boza, içinde bazı gıda bakterileri barındıryor. Bu da çabuk bozulmasına sebep olduğundan tüketirken dikkat etmek gerekiyor. Boza yapımında pirinç, ekmek, bulgur, yulaf veya arpa da kullanmak mümkün. Mayalandırmak içinse ya eski boza ya da ekmek kullanılıyor. Karlı, soğuk kış gecelerinin özel içeceği bozayı evde yapmaya niyetlenirseniz işte size pratik bir tarif: Boza için gerekli olan malzemeler şöyle: İki su bardağı bulgur, iki su bardağı su ve iki su bardağı toz şeker. Bulguru bir gece önceden ıslatın. Üzerine su ilave edin. Ertesi gün su ve bulguru pirişirin. Elde ettiğiniz karışımı tel kevgirden ezip geçirdikten sonra eğer kıvamı koyu bulursanız biraz daha su ekleyin. Daha sonra iki bardak toz şekerini eklediğiniz bu karışımı üç gün dinlendirdikten sonra üzerine tarçın ekerek ve sarı leblebi eşliğinde içebilisiniz.
Problemli ciltlere nar suyu ve sirke
Sivilce, kaşıntı, ve kızarıklık gibi şikayetlerin yoğun olarak ortaya çıktığı problemli bir cilde sahip olanlar. Mutfağınızda bulunan nar ve sirke ile kolayca bir kompres hazırlayabilirsiniz. Bir çay bardağı taze nar suyuna yarım çay bardağı sirke ilave edip iyice karıştırın. Sonra bu suya batırılan pamukla, sivilcelerin üzerine kompres yapın. Bir süre sonra sivilcelerin ve kaşıntıların azaldığını göreceksiniz.Tahammür ile olduğu için, içki yasakları devrinde ayyaşlar, yahud herhangi bir sebeple içkiye tövbe etmiş olup da içkisiz olamayanlar bir iki bardağı içine tam bir sekir veren sert bozalar içerek sarhoş olurlardı; bundan ötürüdür ki bozacılar halk nazarında meyhaneci ile bir tutulurdu; buradan gelerek dilimizde: ‘‘Meyha*neciye şa*hid kim diye sormuşlar, bozacıyı göstermiş’’, ‘‘Meyha*necinin kefili bozacı’’ gibi deyimler vardır; ayni meşrebde, ayni mizaç ve ahla*kda adamların birbirini koruması, tutması, müda*faası ma*na*sına gelir.
Sert ateş üzerinde dövüle dövüle yapıldığı için halk ağzı deyim olarak, bir adamın verilen ücret karşılığı onu kahredercesine kullanma yerinde ‘‘ensesinde boza pişirmek’’ denilir.
Boza bilhassa bir kış içkisidir; kış geceleri İstanbul sokaklarında seyyar boza satıcıları ha*la* dolaşmaktadır; ‘‘Haydiboza!..boza!..’’ diye yükselen sesleri, hele karlı, ıssız gecelerde insana kışı seslendiren garip bir hüzün verir. Bu gece satıcılarının da hemen hepsi pençeli, bazusuna, bileğine güvenen genç adamlardır; son zamanlara kadar bozacılar umumiyetle arnavuddan olurdu.
Eskiden İstanbul bozaha*neleri büyük şehrin ayaktakımının hatta* uygunsuz güru*hunun oturdğu toplandığı yerlerdi; kibar evla*dı şöyle dursun hatta* ırz ehli esnafdan gençlerin bozaha*nelere gitmeleri, meyha*neye gitmekle bir, aslaaa hoş görülmezdi, bir adam hakkında ‘‘Bozaha*ne ehlindendir’’ denilmesi hakaret tazammun ederdi.
Yeniçerilik devrinde, bozaha*nelerin gedikli baş müda*vimleri yeniçerilerin era*zil takımı idi.
Zamanımızda en meşhur bozalar Vefa Bozası ile Nuruosmaniye'de Sinanın Bozasıdır; nerede yapılırsa yapılsın, Sinanın dükka*nı müstesna*, kim satarsa satsın, İstanbulda boza, ha*len ‘‘Vefa Bozası!..’’ diye satılır; hatta* İstanbul'un en uzak köşelerindeki gece satıcıları bile: ‘‘Vefa'nın boza*!..’’ diye bağırırlar.
Eskiden meşhur bozacıların hediye götürüp gönderilmek üzere su*reti mahsu*sada boza şişeleri vardı. Zamanımızda o cam şişeler kalkmış, teneke ibrikler kullanılmaktadır. Bozacılarda, dükka*nda boza içenler için alela*de bardaklar yerine kalın ve kulplu duble bira bardakları kullanılmaya başlamışdır ki o da ehli keyfin gözüne siklet veren bir bid'attır.
Evliya Çelebi bozaya ulema*nın da rağbet ettiğini söylüyor ise de İstanbul'un ayak takımının çok olduğu semtleri tasvir ederken bizim ‘‘ayak takımı içkisi idi’’ sözümüzü tasdik ediyor; mesela* Topha*ne Çarşısında: ‘‘levendler için darı bozası meşhurdur’’ diyor.
Boza nasıl yapılır? hakkinda aciklamalar Boza nasıl yapılır? konusunda bilgiler.
Anahtar Kelimeler:Boza tarifi, boza yapımı, evde boza yapımı, boza yapımı tarifi, boza tarıfı ,boza nasil yapilir , boza nasıl yapılır
Çeşitli kaynaklardan öğrendiğimize göre boza, Orta Asya Türkleri tarafından 9. yüzyılda içilmeye başlanmış, daha sonra göçlerle Kafkaslar’a ve bazı Balkan ülkelerine kadar geniş bir alana yayılmış. Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de bozanın, Osmanlılar döneminde uzun kış gecelerinin değişmez içeceği olduğu yazıyor. Ünlü seyyaha göre; o dönemlerde İstanbul’da 300’den fazla bozacı dükkanı varmış ve bu dükkanlarda 1000’den fazla insan çalışırmış. Türk yiyecek ve içecek kültürünün bir parçası olan boza, Türkiye dışında Balkanlar’da, İran ve hatta Arap ülkelerinde de sevilerek tüketiliyor.
Leblebisiz olmaz
Çok eski zamanlarda boza, Kuşadası pekmeziyle karıştırılarak içilirmiş. Hatta bu özel içeceğin içine tarçınla birlikte karanfil, zencefil konuyor, rendelenmiş hindistan cevizi de serpiliyormuş. Ancak boza son yıllarda tarçın ve leblebi ile içiliyor.Taze kavrulmuş sarı leblebi ile boza, bu lezzetin tutkunları için ayrılmaz bir ikili oluşturur. Bozanın mayhoş tadı ve yoğun kıvamlı yapısı leblebi ve tarçınla bütünleşince geneleksel lezzet tüm güzelliğiyle yaşanıyor. Yaz aylarının boza tüketimine uygun olmamasının sebebi ise bozanın çabucak bozuluyor olmasıdır.
Vitamin yönünden son derece zengin
Çok besleyici ve vitamin deposu olan bozanın bir litresi yaklaşık 1000 kaloriye denk geliyor. A, B, B6, B12, C ve E vitaminlerinin yanı sıra antiseptik nitelikli laktik asit de içeren boza, özellikle sporcular ve bebek emziren anneler için çok yararlıdır. Laktik asidin hazmı kolaylaştırıcı etkisi de vardır. Eski tarihlerde kolera hastalığının tedavisinde kullanılan boza, lohusa kadınların sütünün bollaşmasında etkili oluyor. 1950’li yıllarda güç vermesi için sporculara bol miktarda boza içirilirdi.
Boza ustaları bozanın oda sıcaklığında 5 gün dayanabildiğini söylüyorlar ama 48 saat içerisinde tüketilmesini tavsiye etmekten de geri durmuyorlar. Taze boza tatlı iken beklemiş boza daha ekşimsi bir tada sahip oluyor. Herkesin damak tadına göre içme zamanı da değişebiliyor. Ustalar aşırı koyu, sarımtrak renkli ve çok köpüren bozanın bozulmuş olabileceğini hatırlatarak içilmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Siz de yapabilirsiniz
Darı irmiği, su ve şekerle mayalandırılarak yapılan boza, içinde bazı gıda bakterileri barındıryor. Bu da çabuk bozulmasına sebep olduğundan tüketirken dikkat etmek gerekiyor. Boza yapımında pirinç, ekmek, bulgur, yulaf veya arpa da kullanmak mümkün. Mayalandırmak içinse ya eski boza ya da ekmek kullanılıyor. Karlı, soğuk kış gecelerinin özel içeceği bozayı evde yapmaya niyetlenirseniz işte size pratik bir tarif: Boza için gerekli olan malzemeler şöyle: İki su bardağı bulgur, iki su bardağı su ve iki su bardağı toz şeker. Bulguru bir gece önceden ıslatın. Üzerine su ilave edin. Ertesi gün su ve bulguru pirişirin. Elde ettiğiniz karışımı tel kevgirden ezip geçirdikten sonra eğer kıvamı koyu bulursanız biraz daha su ekleyin. Daha sonra iki bardak toz şekerini eklediğiniz bu karışımı üç gün dinlendirdikten sonra üzerine tarçın ekerek ve sarı leblebi eşliğinde içebilisiniz.
Problemli ciltlere nar suyu ve sirke
Sivilce, kaşıntı, ve kızarıklık gibi şikayetlerin yoğun olarak ortaya çıktığı problemli bir cilde sahip olanlar. Mutfağınızda bulunan nar ve sirke ile kolayca bir kompres hazırlayabilirsiniz. Bir çay bardağı taze nar suyuna yarım çay bardağı sirke ilave edip iyice karıştırın. Sonra bu suya batırılan pamukla, sivilcelerin üzerine kompres yapın. Bir süre sonra sivilcelerin ve kaşıntıların azaldığını göreceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder